PAZAR’LIK
CESARETİN SİYASETİ
Ahmet GÖKSAN
“Her şeyden evvel şu kadarını kati olarak her Türk vatandaşı, kafasını kazımaktadır ki Rum vatandaşlarımızın siyaseti, kiliselerin çizdiği propagandanın tatbikinden başka bir şey değildir. Dün o kadar cesaretle tatbik edemedikleri siyasetlerini bugün daha açık, daha pervasız bir surette yürütmeye uğraşıyorlar.”1946
Dr. Fazıl KÜÇÜK
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı BM tarafından ‘sınır anlaşmazlığı’ olarak tanımlanıyor olsa bile savaş olarak tanımlamak gerekiyor. BM’in bu tanımına karşın Avrupa ülkelerinin yeni yapılanma peşinde oldukları biliniyor. 27’si AB üyesi olmak üzere çağrılı 44 Avrupa ülkesinin lider düzeyinde temsil edildiği toplantı Çekya’nın başkenti Prag’da yapıldı. Toplantıda Rusya’nın saldırıları nedeniyle yaşananlar konusunda yapılacakların konuşulduğunu liderler açıklıyorlar. Bu nedenle ortak bildirinin yayınlanmamasına karşın Rusya ile Belarus’un bu toplantıya çağrılmadıklarını da belirtmek gerekiyor.
Toplantı sırasında kış aylarında ısınma konusunda fazladan sıkıntı çekilmemesi için alınacak önlemler konusunda yapılacak çalışmalar ve Enerji altyapılarının Rusya’ya bağımlı kalınmadan güçlendirilmesi konuşulan konular arasında idi. Çiçeği burnundan düşmediği anlaşılan İngiltere’nin Başbakanı Bayan Liz Truss’ın, kışkırtıcı bir öneri ile ‘Putin’in vahşetine karşı bir cephe kurulması önerisinin’ fazladan ilgi görmediğini belirtmek gerekiyor. Bir araya gelen ülkelerin liderleri ile birlikte Rus vahşetinin önlenebilmesi için daha fazla silâh satışının yapılması Bayan Truss’un önerisi ile öne çıkarılıyordu.
Karşılıklı olarak uygulanmakta olan ambargoların hafifletilmesinin düşünülmesi gerekirken silâh satışının arttırılmasının insanlık dışı bir öneri olarak kayıtlara geçirilmesi gerekiyor. Benzer uygulama Kıbrıs Türklerine de uygulanırken Amerikan yönetiminin Kıbrıs Rum yönetimine silâh satışına öncülük ediyor olması çözümsüzlüğe çağrı çıkarmanın ötesinde anlam içermiyor. Daha geniş bir Avrupa kurmanın düşünü görenlerin önlerindeki en büyük engel silâh satışlarına dur demelerinden geçiyor.
Önümüzdeki 2023 yılında adanın güneyinde yapılacak olan Başkanlık seçimi konusunda bugüne değin sorumluluk almış olanların Kıbrıs Türklerine yanlış yaptıklarını söylüyor olmalarını ağanın bizimle eğleniyor öyküsünde olduğu gibi bizimle eğleniyor olarak okumak gerekiyor. Söylemlerinde gerçekçi iseler bugüne değin vermedikleri haklarımızı şimdiden açıklamaları gerektiğine vurgu yapmak istiyoruz.
Kıbrıs Türklerinin de ekonomik olarak güçlendirilmelerinin uyguladıkları ambargoların fazla zaman yitirmeden kaldırılmasından sonra olası olacağının bilinmesi gerekiyor. Aksi halde söylenenler geceleri sokakta gezinirken ıslık çalmakla eş anlamlı bir davranış olacaktır. Adada Kıbrıs Türkleri olarak kalıcı olarak yaşamamızın öyle sanıldığı gibi kolay olmadığı bilinmelidir. Bilinçli ve uzun soluklu bir mücadele ile kalıcılığımız sağlam zeminde olacaktır.
Amerika’nın Dışişleri Bakanlığının Müsteşar eskisi Bay Matthew Bryza gazetecilerle görüşürken bir soru üzerine “Müzakerelerin yeniden başlayacağına inanmadığım gibi, Türkiye’nin iki devletli çözüm önerisinin de çözüme katkı vermeyeceğini düşünüyorum” diyor. Kıbrıs konusu ile ilgisi olsun veya olmasın bazı kişilerin konuya ilişkin olarak maydanoz tarlalarında gezmelerinin gereği olmadığının da bilinmesi gerekiyor.
Rumlar arasında yapılan bir kamuoyu araştırmasında %73 oranında NATO’ya katılmaktan yana oldukları sonucu ortalıklara çıkıyor. Nedense NATO’ya katılmak son dönemde moda olmaya başladı. İlkelerimizi hazırladıktan sonra bu ilkelerden hareket ederek kalıcılığımızı pekiştirmemiz gerekiyor mu ne…
Sevgi ile kalınız…
14 Ekim 2022 - Ankara -
...