KAZANIMIN KABULÜ
Ahmet GÖKSAN
“Aklına koyduğunu yapmaya kararlı Makarios’un, son çare olarak Türk köylerini birbirinden tamamen ayırmak, onları kendi muhitlerine hapsederek teslim olmaya zorlamak düşüncesiydi. Çekoslovakya’dan külliyetli miktarda silahı adaya ithal etmiş, bunları sivil halka dağıtarak Türklerin üzerine saldırtmak gayesi gütmüştür” 1967
Dr. Fazıl KÜÇÜK
Dünya yeniden yapılanmaya doğru giderken ülkelerde de sıkıntıların yaşandığı bir dönemden geçtiğimiz yadsınamaz. Arap ülkeleri arasında liderlik görüntüsünün verildiği gelişmeler yaşanıyor. Bugüne değin Suudi Arabistan Arap liderliğini yürütüyordu. Oluşturulmak istenen yeni yapılanma içinde Mısır’ın bu göreve daha yakın olduğunu söylemek olasıdır. Dünya egemenlerinin insanı görmezden gelmenin ötesinde yok sayan ve adına küreselleşme diyerek oluşturmaya çalıştıkları yapılar da yıkılıyor. Uygulanan yapı gelişmekte olan ülkelere sunulurken bilmem ne baharı denilmesi çatırdamanın ötesine geçerek bu nedenle yıkılıyor.
Ukrayna ile Rusya arasında yaşanan BM’e göre sınır anlaşmazlığı olarak sunulan savaş çok sayıda suçsuz insanın ölmesine neden olmayı sürgit ediyor. Kurulmak istenen yeni yapının Rusya’yı dize getirmek çalışması olarak düşünülüyor olması ile anlamsızlaşıyor. Bölgede yaşananlar Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. Türkiye’nin iki ülke arasında denge politikasını uygulaması bazı Türk kuruluşlarının Amerika’nın uygulamaya koyduğu ambargolardan etkilenmesine doğru evriliyor.
İngiltere ve Amerika’nın başını çektiği diz çöktürme çabaları sürgit ederken Ukrayna Savunma Bakanı Oleksi Reznikov çaresiz kaldıklarından olacak AB üyesi sıfatını kullanan mendil büyüklüğündeki ülkeden savaş malzemesi istemek için adaya geliyordu. Yaşanmakta olan savaşın bu kadar uzun sürmesinin bir diğer nedeninin de savaş kışkırtıcılığı yapan bazı batı ülkelerinin iyi yetişmiş Özel Birliklerinin Ukrayna’da çalışmalar yapmaya başladıkları belirtiliyor. Savaşın sona ermesini isteyemeyen ülkelerin başında da İngiltere’nin olduğu belirtiliyor. İngiliz Özel Birliklerinin çok yönlü olarak eğitim almış oldukları kaydediliyor.
Kıbrıs Barış Harekatları sonrasında Amerika’nın Rum yönetimine karşı uygulamaya koyduğu silah ambargosunu bir yıllık süre ile kaldırma kararı aldığı belirtiliyor. Rum Yönetimi Savunma Bakanı Mihailis Yorgallas, bu süreyi iyi değerlendireceklerini söylüyor. Geçen yıl Amerika imzaladıkları Savunma İşbirliği anlaşmasına da işlerlik kazandırmak için Rum Milli Muhafız Ordusundan bazı subayların eğitim almak üzere Amerika’ya gönderileceği belirtiliyor. Silah sistemleri üzerinde eğitim alacak olan bu subayların diğer personeli eğitmek görevi üstleneceğine vurgu yapılıyor. Sürgit ettirilen silahlanma çabalarının bölgemizde yeni bir SOĞUK SAVAŞ nedeni olmamasını diliyoruz.
Ukrayna ile Rusya arasında yaşanan savaşa karşın halkların aynı Hıristiyan Ortodoks dinine inanıyor olsalar bile bu konuda da savaş yaşanıyor. Ukrayna Kilisesinin Moskova Patrikhanesine bağlanmak yerine Fener Rum Patrikhanesine bağlı olması da tartışma konusudur. Bu hususu açıklarken de Fener Rum Patrikhanesine bağlanmanın neden kaynaklandığını açıklıyorlar. Ayrıca Amerika’nın Fener Rum Patrikhanesine Ekümeniklik sıfatının verilmesi çabalarını yürüttüğünün unutulmaması gerekiyor. Yani bütün Ortodoksların lideri olma savı olduğunun bilinmesi gerekiyor.
Amerika’nın bu planının gerçekleşmesi Lozan Antlaşmasının yok sayılmasının ucundan kıyısından delinmesinin nedeni olacaktır. Bu yönlü hareket ve ısrar Türkiye’nin tapu senedi olan Lozan üzerinden tuzak kurulmasına neden olacaktır. Konuya ilişkin olarak hepimizin daha dikkatli olmamızı gerekli kılıyor.
Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın da Türk Devletleri Ticaret ve Sanayi Odasına gözlemci üye kabul ediliyor olması güzel bir kazanımdır.
Kıbrıs Türkleri olarak hepimizin bu üyeliğin değerini bilmemiz gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…
...