Kıbrıs Ağzının Etnik Tabanı

Türk dilinin Kıbrıs adasında varlığını, mevcut bilgiler ışığında, adanın Osmanlı devleti tarafından 1571 yılında fethine kadar götürebiliyoruz. Fetihten hemen sonra başlayan iskân faaliyetlerini gösteren belgelere baktığımızda, adaya ilk göçlerin orta Anadolu bölgesinden yapıldığını görüyoruz. Başbakanlık arşivinde kayıtlı 1572 yılına ait Mevkufat defterinde ilk göç yerleri ile göç eden aile sayısı şu şekilde verilmiştir;
 
“Aksaray 225, Beyşehir 262, Seydişehir 202, Endügi 145, Develihisar 197, Ürgüp 64, Koçhisar 88, Niğde 172, Bor 69, Ilgın 48, İshaklı 87, Akşehir 130. Daha sonra Akdağ kazasından 84, Bozok kazasından 134 göçmen bunlara ilâve olarak kaydedilmişlerdir (Orhonlu,94:91,97).”
 
Yine 1572 yılına ait İç-il (İçel) sancağının kazalarından iskân için gönderilenlerin kaydedildiği ikinci bir defterde de göç yerleri ve hane sayıları şu şekilde gösterilmiştir;
 
“Ermenek 54, Mâmûriye 61, Selendi 49, Gülnar 134, Mud 173, Silifke 201 (Gökçe,1997: 4).”
 
Bundan sonra da adaya gönüllü veya gönülsüz bazı göçlerin yaptırıldığını biliyoruz. Bu etnik bağın kültürel bir varyantının da olduğunu araştırmalardan anlıyoruz. Gündelik ilişkilerden, mimarî tarzına varıncaya kadar görülen ortaklıklar pek çok örf âdet, gelenek ve inanışta da kendisini göstermektedir. N. Erdentuğun Türkiye ve Kıbrıs Türklerinin kültür birliği üzerine yaptığı araştırmasının (Erdentuğ,1971:113-122) sonuçlarında da bu açıkça görülür. Erdentuğun coğrafî bağlamı da göz önüne alarak ortaya koyduğu ortak kültürel değerlerin Anadoludaki coğrafyası özellikle 1572 yılındaki göç kayıtlarındaki yerlere büyük bir uyum göstermektedir. Adada kullanılan şu atasözü de göç merkezini yansıtır mahiyettedir; Ana karnım aç, Karamana kaç (Gökçeoğlu,1998: 48). 
 

Sayfamızı Paylaşın:

Etiketler:

Sayfa Yorumları (0 )
  • ...

Yorum Ekleyin