20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramınız Kutlu Olsun
2012
0 yorum
Bu bayramı bekleyiş; 1878’de Ada’ya İngiliz bayrağı dikilirken, olanları kahrederek seyretmiş bulunan Sayın Denktaş’ın dedesinin ona olan tembihatında saklıydı. “Gittiler ama bir gün yine gelecekler, ben göremeyeceğim ama sen göreceksin.” Esasında Rumların Türklere reva gördüğü 1967 Boğaziçi-Geçitkale katliamı, Kıbrıs Türk'ünün süregelen 11 yıllık esaret döneminde bütün taraflar için büyük bir kırılma noktası olmuştu. Şöyle ki; -Makarios cephesi bir gün Türkiye'nin adaya çıkarma yapma kararlılığını kabul etmiş, Ada Türklerinin bir şekilde asimilasyonunun yavaşlatılması gerektiğine inanmış ve ENOSİS'in daha uzun zaman dilimi içerisinde gerçekleştirilmesine yönelmiştir. Nitekim 1970 senesi ekim ayında Makarios; "Ben daima Yunanistan ile birleşme taraftarı oldum. Böyle olmakla beraber, bunun bu gün için gerçekleştirilmesinin fazlasıyla güç olduğunu idrak etmiş bulunmaktayım" demiştir. Makarios’un "Türkleri yumuşak kılıçlarla ve efendice öldürünüz," deyimi onun bu aşamadaki politika anlayışını en iyi şekilde özetlemektedir. Makarios'un sözde yumuşak politikaları Türk dış politikasını da rehavete sürüklüyordu. Nitekim; 1973 Ekim seçimleri sonucunda kurulan koalisyon hükümetinin Kıbrıs Politikasına ilişkin soruları yanıtlarken Barış “Adamı Bülent Ecevit” dahi şunları söylüyordu. "Yeni Türk Hükümeti, Ada'da istikrar ve uyumlu ilişkiler sağlanması için bir federatif Kıbrıs devletinin en iyi çözüm biçimi olduğuna inanmaktadır. Bu çözüm yolu, Türkiye'nin ENOSİS kuşkusunu ortadan kaldırmış olacaktır. Türkler de, federatif çözümün sonunda Ada'nın bölünmesine yol açmayacağı konusunda her çeşit güvenceyi vermeye hazır olacaktır. Türkiye'nin düşündüğü federatif sitem Ada'da nüfus yer değiştirmesini öngörmemektedir. İki toplum Ada'nın her yanında, birbirine egemen olmadan yan yana yaşayabilmelidirler. Bu coğrafi ayırıma dayanan federasyondan çok, karışık ya da komşu yerleşme düzenleri çerçevesinde dostane işbirliğine dayanan federatif bir sistem olmalıdır." Sonuna kadar iyi niyetini muhafaza eden Bülent Ecevit’in savaştan üstün “Barış Adamlığı” ağır basıyordu. Kıbrıs'ta bulunan 650 kişilik piyade alayında 1974’de haftada bir gün (Perşembe) istihbarat toplantısı yapılır, bu toplantılarda son gelişen siyasi olaylar ve artan gerginlik hakkında bilgi verilirdi. Toplantıların sonunda yapılan değerlendirmelerde bir savaşın olmasının uzak olasılık olduğuna karar verilirdi. Savaşı gerektirecek bir olay olsa bile Türk ve Yunan hükümetleri arasında notalar gidip gelir ve bir savaşın çıkmasına izin verilmez görüşünde birleşilirdi. Bu tespitler Vahşi Batı’nın barbar olarak tarif ettiği Türk askeri varlığının tehlikelerin sonuna kadar, ne kadar barışçı düşünceler içinde olduğunu göstermektedir. Gelgelelim Kıbrıs’ta; -Gettolardan giriş çıkışlarda Rumlar tarafından onur kırıcı çirkin yoklamalar yapılırken, bu yoklamalarda ara ara birileri sebepsiz alınıp bir yerlere götürülürken ve onlardan bir daha haber alınamazken, tenhalarda birileri katledilirken, Türk kesimlerine girip çıkan zorunlu ihtiyaç maddeleri listeler halinde yasaklanırken, Vs. sonu gelmez kahredici olaylara tanık olunurken; Türk dış siyasetinde bir yanlış mı yapılıyordu? Anavatanın bu saf ve kavga istemeyen barışçı siyaseti karşısında dahi; "Bir gün Anavatan gelip bizi kurtaracak!", sözü; Türklerin en büyük umuduydu. Bu umut 1974 Mutlu Barış Harekatına kadar bir asır yüreklere su serperek sürecek ve onların ruh gibi yaşamlarının gıdası olacaktı. Barış ve Özgürlük Bayramımız Kutlu Olsun… Varolsun Türk Ordusu… Yarın: Barış Harekatı aniden nasıl ve neden gerçekleşti? Hoşça kalınız. 17 Temmuz 2012, Hüseyin LAPTALI erenkoysurungeni@hotmail.com
...