Kıbrıs’ta Son Durum…

 
Hüseyin Laptalı
   

      Hüseyin Laptalı

Bu başlığa, “Kıbrıs’ta Yeni Dönem” veya “KIBRIS’TA DENKTAŞ POLİTİKALKARINA DÖNÜŞ” desem daha doğru olacak. TC Başbakanı 20 Temmuz “Barış ve Özgürlük Bayramı” kutlamalarına katılmak için KKTC’ye gitti. Gitmezden evvel sanki benim gibi konuştu. Annan Planı referandumunda barış için yaptığı özverilerin işe yaramayacağını herhalde gördü. “Artık İyilik Yok” diye söze başladı… Düşmana iyilik yapılmaz ki… Düşman bu… Düşmana iyilik, onu enterne ettikten sonra belki yapılabilir… O da “Asmazsın da kodeste beslersin. ”Bu bile çok çok tehlikeli… Mesela Apo, hapisten bir şekilde çıkarsa ya da kaçarsa Güney Afrika’nın Mandelası olur. Demek ki Kenan Evren haklıymış, “Beslemeyeceksin asacaksın.” Başbakan devam ediyor. “Çok açık söylüyorum, kitabımda artık Güzelyurt yok. Güzelyurt Kuzey Kıbrıs’ındır. Karpaz’da zaten en ufak bir oynama yapılamaz. Rumlar, Annan Planı’nın üzerinden ‘Biz daha ne alırız,’ diye konuşuyorlar. Kıbrıs’tan asker çekmeyiz. Bizden iyilik beklemeyin. Her şey eş zamanlı olur. Limanlar eşzamanlı açılır. Türkiye’de bence üç ama Kıbrıs için 4 çocuk öngörüyorum, çünkü orada nüfusa ihtiyaç var.” Kıbrıs’a iniyor, ayağının tozu ile kendisini karşılayan beklenmedik kalabalığa da benim gibi konuşuyor. “Kıbrıs Cumhuriyeti diye bir şey yoktur. Kuzey Kıbrıs Türk ila Güney Kıbrıs Rum yönetimleri vardır. Anan Planına bütün özverimizi kullanarak %65 Evet dedik, onlar %75 Hayır dediler. Onlar mükafatlandırıldı. Kötü niyet karşısında kimse bizden iyi niyet beklemesin… KKTC ile Et tırnak gibiyiz. Kimler ayırmak istiyorsa, başaramayacaklardır.” Hava alanına indi. Bu defa da Rum ajanları veya, Sayın Denktaş’ın onlarla dalga geçen deyimi ile “Has Kıbrıslılar” yine pis pankart astılar, pislik yaptılar. Artık yağma yok. Halktan dayak yediler. Tutuklandılar. Bu gün 20 Temmuz 2011… Barış ve Özgürlük bayramı Kıbrıs’ta tarihinde görülmemiş bir coşku ve katılımla kutlanıyor. Bu katılım ve coşku biraz da Sayın Erdoğan’ın bu sözleri şerefine… Kıbrıs’ta yeni dönem başlıyor. Denktaş politikalarına dönüş var. Hasta yatağında bunları duyan Sayın Denktaş eminim, Sayın Erdoğan’ı affedecektir. Ancaaak; Rum-Yunan ikilisi ve onları şartsız destekleyen AB, ABD ve kısaca Vahşi Batı’nın ne yapacağı belli olmaz, beklememiz, teyakkuz halinde olmamız gerek… AKP iktidarının şimdiye kadar olan uygulamalarında son anlar çok mühimdir. Son gece son anda Sayın Erdoğan, has adamı Beşir Atalay’a “Paraf et de gidelim,” diyebilir. Tıpkı Brüksel’de 2004 Aralık sonunda, o gece, gün doğarken, tan vaktinde “Ek protokolü paraf et de gidelim,” deyiverdiği gibi. Ek protokol ile Güney Kıbrıs Rum yönetimini “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak tanımış oluyorduk. O gece ansızın sabahın tan vaktinde paraf edilen bu protokol şimdilerde TC. Meclis kapısında tasdik edilmek üzere bekliyor. Davutoğlu’ndan emir var: Sene sonuna kadar hızlandırılmış görüşmeler bitecek, İlkbaharda referandum olacak, güle oynaya AB’ye gireceğiz. Sayın Erdoğan 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı vesilesi ile böyle konuşması gerekiyordu, böyle konuştu. Haydi hayırlısı… Hoşça kalınız. 20.7.2011 gecesi. erenkoysurungeni@ttmail.com

Sayfamızı Paylaşın:

Etiketler:

Sayfa Yorumları (0 )
  • ...

Yorum Ekleyin