Kıbrıs adasında iki cumhuriyete özgü devlet vardır. Kuzeyde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, güneyde ise Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti Devleti. Güneydeki Rum devletini Yunanistan’dan sonra AB Devletleri ile diğer bazı devletler tanıdığı halde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devletini resmen tanıyan sadece Türkiye Devleti olmuştur. Her ne kadar Bangladeş Müslüman Devleti KKTC’yi tanımakla birlikte, arkasından Pakistan Devletinin de tanıması gündemde iken, ABD’nin baskıları ile, Bangladeş KKTC’yi tanımasını geri aldığı gibi, Pakistan Devleti de yapılan baskılar sonucunda KKTC’yi tanımaktan vazgeçmiştir. Bu konuda T.C. Devletinin KKTC’nin tanınması için çok çabuk bir harekette bulunmadığı dile getirilmektedir.
İslam Teşkilatı Örgütü (İTÖ) Devletlerinin Müslüman bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devletini tanıması beklenirken, maalesef yine T.C. Devletinin çabuk ve hızlı bir şekilde çalışmalar gösterememesi sonucunda KKTC’yi yalnızca T.C. Devletinden başka hiçbir devlet tanımamıştır. İTÖ Devletlerinin 5-6’sı KKTC Devletini tanımış olsa idiler Kıbrıs’ta bütün sorunlar çoktan çözülmüş olacak, şimdilerde müzakereler adada çok daha kolaylaşmış olacaktı.
Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti Yunanistan’la birlikte KKTC’yi tanımadığı taktirde, KKTC’nin ve Türkiye’nin de GKRY’yi tanıması söz konusu değildir. Hatta KKTC Devleti yapılan son İsviçre’nin Crans Montana Kentinde aradan geçen son yarım asrın sonucunda her iki kesim arasında yapılmakta olan müzakerelerde de herhangi bir olumlu sonuca yaklaşılamamıştır.
KKTC ve T.C. Devleti de Rum kesimindeki yönetimi tanımamakla birlikte, her iki tarafla gerçekleşmekte olan görüşmeler de yine olumsuz sonuçlanmıştır. Kıbrıs Türk halkının bir elli yıldan sonra tekrar müzakerelere devam etmesi artık beklenmemelidir. Yapılacak son çağrı, KKTC Devletinin tanınmadan herhangi bir görüşme ve müzakerelere başlaması kesinlikle söz konusu dahi edilmemeli müzakerelere son verilmelidir. Müzakere ve anlaşmalar ancak Kıbrıs’ta iki eşit Cumhuriyet Devleti arasında anlaşma sağlandığı taktirde yapılmalıdır. KKTC’yi Kıbrıs Rum Yönetimi tanımadığı taktirde müzakerelere sonsuza kadar son verilmelidir. Ta ki KKTC devletinin tanınması sağlanıncaya kadar aksi taktirde aynı hamam aynı tas, havanda su dövmekten öte bir sonucun elde edileceği beklenmemelidir. Kuzey Kıbrıs Türk halkının sabrı artık son haddine gelmiş ve müzakerelerde tamamen anlaşma sağlanamadan herhangi olumlu bir sonuç alınmamıştır.
Bu arada son olarak dile getirmek istediğim bir husus vardır. Kuzey Kıbrıs Türk Federe Devleti Meclisinin yaptığı olağanüstü toplantı sonucunda oy birliği ile 15 Kasım 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan ederek en sonunda yeni devletini kurmuştur. Daha sonrada KKTC Devletinin yeni yapılan anayasası sonucunda ilk Cumhurbaşkanı olarak Sayın Rauf Raif Denktaş seçilmiştir.
Bir Devlet kuran Kuzey Kıbrıs Türk halkına, bazı kişilerin ve zevatın, hatta parti genel başkanlarının dahi konuşmalarında halen toplum diye söz etmesini yadırgamaktayım. Bilindiği gibi kabile, azınlık ve topluluklar geri kalmış gelişmemiş ilkel toplumlar için kullanılmaktadır. KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ DEVLETİNİ KURAN KIBRIS TÜRK HALKIDIR. Otuz dört yıldır, dimdik ayakta ve sağlıklı olarak bayrağı, devleti, milleti, tüm kuruluşları ve halkı ile bütünleşmiş olarak çalışmalarını büyük bir şevk ve hızla sürdürmektedir.
Kıbrıs bilindiği üzere BMBG Komutanı İngiliz Peter Young’ın yeşil kalemle çizdiği hatla iki kısma bölünüş olup, kuzeydeki Kıbrıs Rum halkı ile güneyde kalan Kıbrıs Türk halkının her iki tarafın üst düzey yetkilileri olan Denktaş ve Kleridis ile birlikte yapılarak imzalanan anlaşmaları sonucunda, yapılan değişimle birlikte kuzeydeki Rum halkı güney Rum tarafına, güneydeki Türk halkı da kuzey Kıbrıs Türk kesimine kendi istekleri ile gelmek suretiyle yapılan anlaşma sonucunda huzur ve sükuna kavuşmuşlardır. Böylece Kıbrıs iki halk olarak kuzey ve güneye giderek Kıbrıs’ta ada ikiye bölünmüş olmaktadır.
Barış, huzur ve sağlıklı biçimde her iki halka, Cumhuriyetin uzun yıllar daha yaşamalarını birlik, beraberlik ve barış içinde sürdürmeleri en büyük dileklerimdir.
Hasan İKİZER
hasan_ikizer@hotmail.com
...