Türkiye’de her yıl olduğu gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de aynı şekilde, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün çocuklara armağan ettiği Ulusal Egemenlik Bayramı kutlamaları, KKTC’ye davet edilip gelen Avrupa’nın değişik ülkelerinden katılan çocukların hep birlikte kaynaşarak, gülerek, oynayarak eğlenceli ve neşeli bir şekilde kutlanmış olmaktadır.
Türkiye’nin Başkenti Ankara’da ve değişik kentlerinde kutlanan 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri, KKTC’nin Başkenti Lefkoşe’de ve diğer kentlerinde de olduğu şekilde aynı geleneğin sürdürülmesi beklenmekte, arzu edilmekte, değişik ülkelerden de gelmekte olan çocukların katılımları ile kutlanması bir gelenek haline getirilmektedir. Çocukların birbirlerini sevmesi, kaynaşması, tanıması, arkadaşlıklarının ilerletilmesine çaba gösterilmekte, yarar sağlanmaktadır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yaşlıların ve gençlerin olduğu kadar küçük çocuklar tarafından da sevilip tanınması üzerinde durulmaktadır. Bu çocukların, gençlerin ileride Kuzey Kıbrıs’ı sevmelerine, tanımalarına Kıbrıs Türk halkı elinden gelen yardımı ve yakınlaşmayı göstermektedir.
Salt Avrupa’nın değil diğer yabancı uzak ülkelerden ve İslam İşbirliği Ülkelerinde de gerekli tanıtmalar yapılmalı, davet edilen ülkelerden gelecek olanların sayılarının çoğalması sağlanmalıdır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletini tanımasa da, böylece ileride birçok yabancı ülkeler KKTC Devletini tanıyarak, öğrenerek bilmekle çocuklarının da vasıtasıyla bir KKTC Devletini büyükleri de öğrenmiş olacaklardır.
Özellikle de Türkiye’nin ve Kıbrıs’ın yakından tanıdığı İslam Ülkeleri Topluluğu ile sıkı bir işbirliği içinde çalışmalarını sürdürmeleri ve çok kısa bir süre içinde İslam Ülkeleri Teşkilâtı ile gerekli yardımlaşma, çalışmaları ve işbirliğinin hızlandırılması gayreti içinde olmalı, tanınması, adanın sadece Rumlara ait olmadığı Kıbrıs Türk halkının da var olduğunu çok eskilerden itibaren bilindiği, adanın Rumların sahibi olmadığını dolayısıyla her türlü yardım ve teşviklerin T.C. Hükümetleri tarafından gerçekleştirilmesinden çekinilmemelidir.
Bilindiği üzere Sırbistan’dan gelerek KKTC Devleti etkinliklerine katılacak olan öğrencilerin adaya, GKRY’nin Larnaka kenti üzerinden uçakla geldikleri için KKTC’ye girişleri yapılmamış, Ülkelerine geri gönderilerek KKTC Devletine geçmeleri engellenerek ülkelerine geri gönderilmişlerdir.
Kuzey Kıbrıs Türk kesiminden Güney Kıbrıs’a geçen Kıbrıs Türklerine de her türlü güçlükler gösterilmekte arabalarına hasar verilerek hatta taşlanarak her çeşit zorbalığı yapmakta, vatandaşlarımız hırpalanmakta, dövülmektedirler.
Kıbrıs’ın güneyinde Rum halkı ile nasıl bir anlaşmaya varılacağı ve müzakerelerin sürdürülebileceği üzerinde de ayrıca durulmalıdır. GKRY Başkanı Girye Anastasiadis’in KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı’ya yaptığı çirkin hatadan dolayı özür dilemeden tekrar müzakerelere katılması doğru bir hareket olarak görülmemektedir.
Uzun süredir yapılmakta olan müzakerelerde, halkın çoğunluğunu temsil eden hükümetin Bakanlar Kurulundan Başbakan Yardımcısının (DP) veya Dışişleri Bakanından (UBP) birinin müzakerelere katılması üzerinde önemle durulmalıdır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devletindeki siyasi partilerin genel başkanlarının çoğunluğu halen görüşülmekte olan müzakerelerde Federal Devlet üzerinde ısrarla durulmakta ve müzakerelerin olumlu bir şekilde sonuçlandırılmasına çalışmaktadırlar.
Kıbrıs Türk halkını halen azınlık olarak görmekte olan Güney Kıbrıs Rum yetkilileri gibi, Kuzey Kıbrıs’taki siyasi partilerin bir kısım başkanları da Kıbrıs Türk halkı söylemi yerine hâlâ Kıbrıs Türk toplumundan söz etmektedirler.
Halkoylaması yaparak KKTC’yi kuran Kıbrıs Türk Halkına toplum yerine halk denilmelidir. Siz kendinizi halk olarak değil de halen toplum olarak tanımlamakta ısrar ederseniz Kıbrıs Rumları da sizi azınlık olarak tanımlamakta ısrarcı olmakta devam edeceklerdir.
Kıbrıs’ta iki ayrı Cumhuriyet Devletini kabul etmeyen Rumlar, yeşil hatla iki kesime ayrılan adanın Kuzey Kesiminde KKTC Devleti yaşamına devem eder, Güney kesimindeki GKRY’de aynı yolu izler ada Rumları Yunanistan’a bağlanmayı tercih ederse ada Türkleri de Türkiye’ye bağlanır olur biter.
Kıbrıs Rumları Enosis üzerinde ısrar ederlerse Kıbrıs Türklerinin karşılığı da ilhak olur böylece her şey sonlanmış olur biter.
Hasan İKİZER
hasan_ikizer@hotmail.com
...