BASIN AÇIKLAMASI

Kıbrıs Türk halkının siyasal tarihinde, Erenköy’e çıkan üniversite öğrencilerinin bölge insanıyla birlikte yarattığı bir destan olan 8 Ağustos 1964 Erenköy Savaşı, Varoluş Savaşımız’da Kıbrıs’a ilk çıkarma harekâtı ve Türkiye’nin Garanti Antlaşması’nın sağladığı müdahale hakkını fiilen ilk kez kullandığı bir harekâttır. Kıbrıs Türk halkının siyasi tarihine, özgürlük, bağımsızlık ve varoluş savaşının tarih sayfalarına yazılışının 54. Yıl dönümünü, bağımsız ve egemen KKTC devletinde idrak etmenin onurunu yaşıyoruz.   

Üniversite eğitimlerini yarıda bırakarak Erenköy’e gönüllü ve vatan sevgisiyle çıkan öğrenciler bölge halkıyla birlikte mücadele tarihimizin jeopolitik, stratejik ve lojistik önemi büyük bir köprübaşı sağlamıştır. Üniversite öğrencilerinin Erenköy halkıyla birlikte bütün olumsuz koşullara, yokluklara ve çağdaş silahlarla donatılmış binlerce Yunan ve Rum askerlerinin Yunan Genelkurmayı’nın emir ve komutasında dönemin gelişmiş modern silahlarıyla karadan ve denizden yaptığı organize saldırılarına karşı savunarak Erenköy köprübaşını tutmuştur. Erenköy Savaşı ve köprübaşı 20 Temmuz Barış Harekâtı’nın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletinin ve siyasi coğrafyamızın oluşumunu sağlayan koşulların yaratılmasında çok özel bir yere sahiptir. Erenköy Mücahitleri ve bölge halkı ortaya koyduğu direniş ile Erenköy Destanını yazarak Kıbrıs Türk halkının şerefli tarihindeki onurlu yerini almıştır.

Rum-Yunan ikilisinin emperyalist devletlerle birlikte uyguladıkları uzun vadeli mücadele stratejileriyle Kıbrıs’ı bir Helen adası haline getirme, Türk halkını azınlık statüsüne düşürme ve Türkiye ile bağlarını koparma hedefinden asla vazgeçmemiştir. Bu gerçek ışığında mücadelemizin günümüzdeki evresinde özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı, egemenliğimizi korumak ve KKTC’ni yaşatma kararlılığımızı akılcı bir şekilde sürdürmek ve muhtemel tuzaklara karşı duyarlı hareket emek durumundayız.

Rum-Yunan ikilisinin ENOSİS hayaliyle başlattığı katliamlar ve sonraki gelişmeler, Crans Montana'da çöken müzakere süreci, Kozanköye eski bir EOKACI’nın yerleşme örneğinde de görüldüğü gibi Rumların topluca KKTC’ne dönme istekleri ve bu yöndeki yeni girişimleri, Rum Yönetiminin ve siyasilerinin hiç saklama gereği duymadan her fırsatta açıkça ifade ettikleri yoruma gerek duyulmayan gerçek hedefleri, uluslararası baskılarla Türkiye ve KKTC üzerinde yaratmayı amaçladıkları sonuç alma stratejileri kapsamında ortaya koyduğu niyetleri ve yaşanan bütün tecrübeler, Kıbrıs’ta iki ayrı egemen devletin varlığı temelinde yapılacak uzlaşmadan başka bir yol olmadığını göstermektedir. Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in BM Genel Sekreteri’nin geçen yıl

Temmuz ayında Crans-Montana’da ortaya koyduğu ancak Rum Başkanlık seçimleri dolayısıyla reddettiği, bugün ise görüşme zemini olarak kabul ettiği ‘Guterres Çerçeve Belgesi’ parametreleri temelinde, adil ve kalıcı kapsamlı bir anlaşmaya ulaşılması ve federal bir sistemin kurulması asla mümkün değildir. Guterres Çerçeve Belgesi tuzağına kesinlikle düşülmemesi gerekir. Geldiğimiz aşamada ve koşullarda artık Kıbrıs gerçeklerine uygun iki devletli bir uzlaşmayı sağlayacak yeni bir strateji ve politikayı izlemek vazgeçilemez bir gerekliliktir, daha güvenli ve aydınlık geleceğimiz için bir zorunluluktur.

Anastasiadis Rum basınında yer alan açıklamalarında Kıbrıs’ta ancak “Avrupa ilke ve değerleri temelinde, halkı, ülkeyi, kurumları ve ekonomiyi birleştiren, garantilerin ortadan kaldırıldığı, Türk işgaline son verildiği, Türk askerinin tamamen Kıbrıs’ı terk ettiği, tüm göçmenlerin eski yerlerine döndüğü bir duruma çözümün” mümkün olabileceğini ifade etmesi, iki devlete dayalı bir anlaşmayı daha da zorunlu hale getirmektedir.

Erenköy Şehitlerimizi, uçağı düşürülen ve sağ kurtulan ancak Rumların insanlık dışı işkencelerle şehit ettiği Yüzbaşı Cengiz Topel’i rahmetle, kahraman gazilerimizi, Liderimiz Dr. Küçük’ü, Kurucu Cumhurbaşkanımız Denktaş’ı saygı ve şükranla anıyoruz. Varoluş Mücadelemizdeki diğer şehitlerimize rahmet, hayatta olan Mücahitlerimize, Türk Silahlı Kuvvetlerimize, Türk milletine ve mücadeleci Halkımıza şükranlarımızı sunuyoruz.

                                                                                     KIBRIS TÜRK KÜLTÜR DERNEĞİ

                                                                                                  YÖNETİM KURULU