“Yolumuz çetin ve sarptır. Fakat biz korkmuyoruz. Çünkü hüsnüniyet ve samimiyetle çalışıyoruz. Muvaffakiyet bizim için mutlak ve müyesserdir.
Ortada her gün benliğinden biraz daha kaybeden bir Türk halkı vardır. Biz benliğimizi kurtarmak hakkımızı aramak için ortaya atılıyoruz”. 1944
Dr. Fazıl KÜÇÜK
Maraş’ın kapalı bölümü konusunda başlatılan tartışmalara siyasilerin ötesinde Rum avukatlar da müdahil olmaya çalışıyorlar. Özellikle Maraş’ın sahil kesimlerindeki taşınmaz malları bulunan Rum’lara satmaları yönünde Kıbrıslı Türk avukatlardan öneriler gittiği savlanıyor. Konuya ilişkin olarak Rum avukatlar da Türk meslektaşlarını hedef tahtasına koymak için çaba harcıyorlar. Ada’da uzlaşı ve çözüme ulaşılamadan başlatılan rant savaşlarının etkilerine hep birlikte tanık olacağız.
Bu yönlü tartışmalara ivme kazandırılmaya çalışılırken sözde Maraş’ın yeni seçilmiş olan Belediye Başkanı Bay Simos Yuannu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin başlattığı envanter çalışmalarını durdurmaları çağrısında bulunuyor. Bay Yuannu konuya “ilişkin olarak Kıbrıs Türk’lerine işbirliği, ortak mücadele ve kardeşlik” mesajını gönderiyor. Adı geçen Bay, “dönüş zamanı için hazırlığını yoğunlaştıracaklarını aynı zamanda şehrin yeniden inşası ve dönüşle ilgili bütünlüklü planlamayı ve acil eylem planını güncelleştireceklerinin” duyurusunu yapıyor.
Çözümsüzlüğün temelinde BM kararlarının yanı sıra Rum siyasetçilerin aradan geçen süreye karşın bölgeye yerel yöneticilerini seçtikleri olgusunun bulunduğu biliniyor. Buna koşut evlerine dönme çağrısı yapan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin çağrılarını duymazdan gelmeleri ve çağrısını kabul etmemeleri olduğunun da unutulmaması gerekiyor. Benzer uygulamalarını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içindeki diğer bütün yerleşim yerleri içinde yaptıkları biliniyor. Bu tavırları ile dünyaya bizler adanın tek sahibiyiz mesajını da vermiş oluyorlar. Bu tartışmalara ivme kazandırırlarken “Federasyona dayalı çözüme olan bağlılıklarını” duyurmaları ayrı bir tartışma konusudur.
Hukuki, Siyasi ve Ekonomik Yönleriyle Kapalı Maraş Açılımı”nın artçı sarsıntıları devam ediyor. Bay Nikos Anastasiyadis konuya ilişkin olarak hareketi Türkiye’nin meydan okuması olarak değerlendiriyor. Alınmış ve alınacak kararları tanımayacaklarını söylüyor. “Yakın gelecekte konuya ilişkin olarak yaşananları belirleyecek olanın diplomatik yol, uluslararası hukuk, Avrupa ilke ve değerleridir” diyor.
Maraş’ın kapalı bölümünün açılmasına ilişkin olarak EDEK ise, “Türkiye’nin Maraş ve Kıbrıs sorunundaki politikasının tehlikelerinin başkaları tarafından anlaşılmaya başladığını bunun da memnuniyet verici olduğunu” savunuyor. Diğer Rum siyasetçiler de suya tirit açıklamalar yapıyorlar. Konuya ilişkin olarak Bay Anastasiyadis’in kendi haklarına saygı gösterilmesini istediğini açıklarken Kıbrıs Türk’lerine de aynı saygıyı ne zaman göstereceğine de açıklık getirmesi gerekiyor.
Bu gelişmeler yaşanırken Kıbrıs Vakıflar İdaresi bütün Vakıf Senetlerinin yer aldığı geniş hacimli bir kitabı yayınladı. Emeği geçenleri kutluyoruz. Vakıf Senetlerinde “Maraş’ın kapalı bölgesinin de Vakıf malı olduğu” kaydediliyor.
Bu arada Vakıf mallarını dilediği gibi yöneten İngiliz sömürge yönetiminin 1.5 milyon sterlin ödediğine de açıklık getiriliyor. Ödenen paranın bir anlamda kullanım bedeli ve Vakıflara ait malların tamiri için kullanılması amacı ile verildiğidir. Alınan para ile daha sonraları Lefkoşa’daki Saray Oteli’nin yapıldığının da unutulmaması gerekiyor.
Bay Nikos Anastasiyadis Avrupa’da dağlara taşlara Maraş konusunu anlatma seferine çıkarken ULUSAL KONSEYİ kurarak onurlu duruşumuzu göstermemiz gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…
Ahmet GÖKSAN
28 Şubat 2020 - Ankara -
...