Akıncı Anayasa değişikliğinin referandum yoluyla Halklar tarafından değil de Meclisler tarafından yapılması konusunda da şöyle diyor : “Bugün dünyadaki anayasa değişikliği akımlarına bakıldığında görülmektedir ki devletlerin işleyişi bakımından elzem olan değişiklikler, referandum yoluyla değil de halkın seçilmiş temsilcilerinden oluşan yasama organlarında özel çoğunluklar sağlanarak elde edilmeye çalışılmaktadır. Bunun başlıca sebebi, anayasa değişiklikleri için gidilen referandumlarda, bir yandan halkların bu değişikliklerle ilgili olmayan hususlara karşı tepki olarak oy verdiği durumlarla karşılaşılmakta, diğer yandan ise (Kaliforniya eyaleti örneğinde olduğu gibi) popülist akımlardan etkilenilerek gelecek kuşaklar için menfi sonuçlar doğurabilecek değişikliklerin onaylanmasıdır. Bu duruma bir örnek de ülkemizde yaşanmıştır. 2014 yılında Cumhuriyet Meclisi’nden tüm partilerin onayı ile geçirilen Anayasa değişiklikleri, içerikle ilgili olmayan başka tepkiler nedeniyle halk tarafından reddedilmiştir…….Birleşik Kıbrıs örneğinde……federal hükümetin yetkilerine giren bir konudaki anayasa değişikliği, her bir toplumdan gelen Senatörlerin ayrı ayrı çoğunluğunu içerecek şekilde tüm Senatörlerin 3/5 çoğunluğu ile her bir kurucu devletten gelen Temsilcilerin ayrı ayrı çoğunluğunu içerecek şekilde tüm Temsilcilerin mutlak çoğunluğunu gerektirecektir. Kurucu devletleri ilgilendiren diğer tüm artık yetkilerde ise, federal Parlamento’daki bu mekanizmanın yanı sıra, her iki kurucu devlet Parlamentolarının ayrı ayrı mutlak çoğunluğunu içermesi gerekecektir.
Dolayısıyla, federal yetkiler bağlamında, federal Parlamento’da hem toplumları temsil eden Senatörlerin hem de vatandaşları temsil eden Temsilcilerin, iki toplumluluğa ve iki kurucu devletin eşitliğine dayalı bir şekilde Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum üyelerinin ayrı ayrı çoğunlukları aranacaktır; artık yetkiler bağlamında ise, buna ilaveten her iki kurucu devletin seçilmiş temsilcilerinin ayrı ayrı çoğunluklarını gerektirecektir.
Anayasal değişiklikle ilgili yetki konusunda oluşabilecek herhangi bir anlaşmazlık, her iki toplumdan eşit sayıda yargıcın bulunduğu Yüksek Mahkeme’ye çözülmek üzere intikal ettirilecektir. En, önemlisi ise, çözümün ve federasyonun asli özelliklerine ve yapısına ilişkin hükümler hiçbir şekilde değiştirilemeyecektir.
Sn. Akıncı’nın Anayasa değişikliğinin nasıl yapılacağı konusundaki bu açıklaması genelde olumlu olmasına karşın, Anayasa değişikliklerinin sözü edilen Meclis süreçlerinden geçtikten sonra Halkoyuna sunulması ve sonuca referandumda Halkın karar vermesi en demokratik yoldur…Halk “şu veya bu popülist nedenle veya öfkeyle reddedebilir, o nedenle referanduma gerek yok” demek ve bunu haklı göstermek için KKTC halkının yakın geçmişte reddettiği anayasa değişikliği önerisini göstermek, demokrat olmamanın, halka ve halkın iradesine saygı duymamanın, halkı küçümsemenin kanıtıdır. Halk iradesine saygı duymayan böyle bir anti-demokratik yaklaşımın saygı görmesi olası değildir…Anayasa değişiklikleri mutlaka her iki halkın ayrı ayrı referandumuna sunulmalıdır…Bu, aynı zamanda katılımcı demokrasinin geliştirilmesinin, demokrasi bilincinin kökleşmesinin ve Halkın anayasayı sahiplenmesinin de gereğidir….
***********
Akıncı diyor ki: Ağırlıklı ve çapraz oylama, sadece federal seviyedeki Başkanlık seçimlerinde geçerli olup, kurucu devletlerin kendi seçimlerinde hiçbir şekilde herhangi bir oranda ağırlıklı oy kullanılması sözkonusu değildir. Mektubunuzda bahsedilmekte olan diğer %20 oranı ise, diğer kurucu devletten gelerek Kıbrıs Türk Kurucu Devleti’nde yasal ikametgahını kuracak Kıbrıslı Rumların azami oranına ilişkindir. Dolayısıyla, burada bahsedilen %20 oranı iç vatandaşlığa değil, yasal ikametgaha tekabül etmektedir. Yasal ikametgah sahibi kişiler ise ancak yerel seçimlerde (muhtarlık, belediye) oy kullanabilecek olup, bu bağlamdaki siyasi haklarını kullanma bakımından %20’yi geçemeyecektir. Yerel seçimler haricindeki kurucu devlet yürütme ve yasama seçimleri iç vatandaşlık temelinde olacaktır. İç vatandaşlık alımı ise, belirli bir süre o kurucu devlette daimi yasal ikametgaha sahip olma ve o kurucu devletin dilini akıcı bir şekilde kullanabilme de dahil olmak üzere kriterlerini tamamen ilgili kurucu devletin belirleyeceği düzenlemelere bağlı olacaktır…
Akıncı bu açıklamasıyla şu hususları vurgulamaktadır:
- Federasyon eş başkanı olacak Türk başkanın seçilmesinde Rumlar da oy kullanacak ve oyları %20 ağırlıklı olacaktır…Bir başka deyişle kimin seçileceğini Türk seçmenin beşte biri oranındaki Rum seçmenin oyu belirleyecektir…Bu durumda Rumlara en yakın, onlara en çok tavizi veren, onları en çok mutlu eden kişinin seçileceği açıktır…Başkanlık için 4-5 Türk aday çıkması halinde Türk seçmenin oyları bölünecek, %20 oranındaki blok Rum oyu ise kimin seçileceğini belirleyecektir…Rusya, Almanya, Avustralya gibi, etnik temele dayanmayan İdari federasyonlarda bu doğal olabilir…Ne ki Kıbrıs’ta egemenliği bölüşen İki farklı-eşit Halka ve iki eşit kurucu devlete dayalı bir ortaklık kurulacağına göre, 1960’da olduğu gibi, her halkın kendi başkanını kendisinin seçmesi şarttır…Bu kabul edilen temel parametre olan İKİ TOPLUMLULUK ilkesinin de gereğidir…Akıncı çapraz oyu kabul ederek İKİ TOPLUMLULUK ilkesini de yok etmektedir…Aksi olması halinde Rumların %20 oyu ile seçilecek bir başkana Türk Halkı güvenmeyecek, onu kendi temsilcisi olarak görmeyecek ve Rumlar seçilmesini sağladıkları kişinin desteğiyle adayı tek Halka dayanan ÜNİTER Devletmiş gibi yöneteceklerdir...İki kurucu devlete-Halka dayalı federasyon sadece lafta kalacaktır.. Ve bu, yeniden büyük bir iç çatışma çıkacaktır…Çapraz oy, Rum tarafının 1963’de gündeme getirdiği birleşik seçim sisteminin üzeri örtülmüş şeklidir, tüm adayı istedikleri gibi yönetme hedefinin bir aracıdır ve asla kabul edilemez…Çapraz oyu geçmişte gündeme getiren Talat şimdi ise Akıncı’nın hesabı, Rumların yüzde 20 ağırlıklı oyuyla Türk halkının temsilcisi olarak başkanlığa seçilmektir…Çünkü Türk halkının oylarıyla kendilerini seçmeyeceğini ve seçilmek için Rumların oyuna ihtiyaç duyduklarını bilmektedirler…Hiçbir Rumun milliyetçi ve Türk Halkının hak ve çıkarlarını koruyan bir Türke oy vermeyeceğini bildikleri için Türk Halkının iradesini Rum oylarıyla etkisiz kılmak istemektedirler…Çapraz oyun en basit anlamı budur…Kişisel çıkar, şahsi ikbal hesaplarıyla kabul ettikleri Çapraz oy asla kabul edilemez, edilmeyecektir…
Sabahattin İSMAİL
20.02.2017
...