Gerçekler Acıdır.

 
Yusuf Kanlı
   

      Yusuf Kanlı

Bir deli kuyuya taş atar kırk akıllı çıkaramazmış derler ya, yine o noktadayız. Bir iş insanı “Memurun maaşından kesip özel sektör çalışanlarına destek verin” deyince kıyamet koptu. Omuzlarının üzerinde içinde biraz akıl olan bir kafaya sahip birisinin edeceği laf değil elbette. Ama, o laftan hareketle KKTC’de iş insanlarına yönelik kan davası başlatmak, “varlık vergisi” gibi abuk önerilerle zaten olmayan yatırım olasılıklarını iyice yok etmek sadece Kıbrıs Türk halkının ve devletinin düşmanlarının marifeti olabilir.

Doğrudur. Tüm dünya salgının ekonomilere yüklediği öngörülmeyen bir faturayla boğuşuyor. İmkanları iyi olan ülkeler hem vatandaşlarını, hem de yatırımcılarını, özel sektör çalışanlarını kötüleşen ekonomi şartlarından koruyucu programlar geliştiriyorlar. Almanya, Amerika Birleşik Devletleri gibi güçlü ekonomiye sahip ülkeler KKTC’de veya birçok ülkede düşünülemeyecek miktarlarda nakit destekler, vergi politikaları, çalışma saatleri ayarlamaları ile bu sorunlu dönemden çıkana kadar “sosyal devlet” sorumluluğu adımlar atıyorlar. O ülkelerde de elbette ciddi bir sorun salgın. Ama, güçlü ekonomik yapıya ve kriz fonlarına sahip devletler ülkelerinin hem vatandaşına hem yatırımcısına “Yalnız değilsiniz” diyebiliyorlar.

Döviz artışının maaşlara yansıtılması beklentisine “Şimdi olmaz, ileride düşünürüz” cevabını alan kamu sektörü çalışanlarına ya İngiliz yönetimi döneminden miras 13’ncü maaşlar ya da başka bahanelerle saldırmak, krizin finansmanını onlardan beklemek elbette ki abes. Doğrudur, kamu sektörü gereksiz şekilde şişirilmiş, nüfusla kamu sektörü çalışanı oranı fazlaca bozulmuştur, ama onun kabahati de çalışanlarda değil, bozuk siyaset anlayışı ve on yıllardır görev yapan, kamu kaynaklarını haramzade gibi dağıtan siyasi erkte olmalı değil midir?

Doğrudur, bu kriz KKTC üzerinde yıllardır devam eden insanlık dışı izolasyonu daha görünür hale getirdi. Kıbrıs Türk toplumuna bu çok ciddi dönemde Avrupa Birliği ve Kıbrıs Rum yönetimi aşağılayıcı politikalarına devam ederken, Türkiye ihtiyaç duyulan maddi desteği fazlasıyla yerine getirdi. Aşı açısından yapılanlar yeterli mi tartışmasına gerek yok, maalesef Türkiye’de de yeterli aşı bu aşamada maalesef yok ancak kısa sürede bu sorun da ortadan kalkacaktır. Eminim.

New York Kıbrıs konferansı

Bu ortamda Mart başında New York’ta BM’nin Greentree çiftliğinde gidilecek 5+1 (ki geçen hafta da yazdım, AB gözlemci olarak davet edildiğine göre artık 5+2 oldu) konferansı tabii ki bazı sıkıntılar doğurabilir. Tam aksine sürpriz gelişmeler de yaşanabilir. Her ne kadar “gayrı resmi” olacaksa da kabul etmeliyim ki Türk tarafının Greentree’de ciddi baskılar altına girilebileceği endişesi vardır. Korkmalı mıyız? Bence durumun farkında isek, izole edici adımları da önceden planlayabilir Türkiye ve Kıbrıs Türk heyeti. Tabii durumu kendimizi kandırma amaçlı eğip bükmeden, olabildiğince gerçekçi değerlendirmemiz lazım.

Gerçekçi olmak şarttır. Aksi halde sadece kendimizi kandırırız. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Kıbrıslı taraflarla garantör ülkeleri Mart başında bir araya getirmek istediğini ve anlaşma olursa “yeni fikirlere açığım" dedi. Anahtar terim ne? “Anlaşma olursa.” Yeni fikir ne? Açık, iki devletli çözüm.

Cümlenin yarısını haberleştirmek Anadolu Ajansı açısından talihsizlik oldu. Guterres açıkça “Rumları ikna etmediğiniz sürece yeni fikirleri kabul etmek mümkün değil” demiş olmadı mı?

Durum pek ümit verici değil, kabul edelim ve niye bu noktaya geldik bir düşünelim. İki devlet talebini slogan atma dışında ete kemiğe büründürebildik mi? Hayır. İki devlet ile neyi kastettiğimizi anlatabildik mi? Hayır.

Kopyala yapıştır ile ne Kıbrıs sorunu çözülür ne de izolasyonlar sona erer. Mesela, BM Barış Gücünün görev süresini 1 Temmuz tarihine kadar uzatma kararını bizimle görüşmeden aldıkları şikayetinde bulunuyoruz ya, peki biz kendimizi anlatmaya çalıştık mı? Ya da, bizle görüşmeden alınan karar bizi bağlamaz, BM gücü kuzey Kıbrıs’ta görev yapamaz deme cesaretimiz var mı?

Cevabı biliyorum, yok. Öyleyse boşuna konuşmayın, diyecek lafınız da yok.

 

Yusuf KANLI

yusufkanli@gmail.com

01.02.2021

Sayfamızı Paylaşın:

Etiketler:

Sayfa Yorumları (0 )
  • ...

Yorum Ekleyin