ERENKÖY DİRENİŞİNİN YIL DÖNÜMÜNÜ ONURLA ANIYORUZ
İnsan topluluklarının, halkların, milletlerin yaşam süreçlerinde, var oluş savaşlarında son derece önemli tarihi dönüm olayları vardır. Bu dönüm olaylarında varlıklarını, kimliklerini, aydınlık geleceklerini sürdürebilecekleri, yıkılamayacak güçlü temeller attıkları süreçler vardır. Kıbrıs Türk halkı özgür, bağımsız ve egemen bir halk olarak, tam güvenlik içinde başka milletlerin tahakkümü altında olmadan yaşayabilecekleri bir gelecek kurmak için yaşanabilecek bütün zor süreçleri aşarak bugünlere ulaşmıştır.
Kıbrıs Türk Halkı’nın Varoluş Mücadelesi’nde geleceğini belirleyen son derece önemli tarihi dönüm noktalarından biri 8 Ağustos 1964 Erenköy Direnişi’dir. Türk halkının bu tarihi dönüm noktasını yaratan gelişmeler, Rum-Yunan ikilisinin bütün devlet olanaklarını kullanarak hazırlayıp 21 Aralık 1963 tarihinde uygulamaya koyduğu Akritas Soykırım Planı’dır. Rum-Yunan tarafının Türk halkını “İMHA” ederek ENOSİS’i gerçekleştirecek terör saldırılarına karşı üniversite öğrencileri öğrenimlerini yarıda bırakarak, Londra’da yaşamlarını sürdüren Kıbrıs Türkleri de ailelerini, çocuklarını bırakarak kişisel çıkarlarını hiç düşünmeden varlık savaşı vermek için Erenköy’e çıktılar ve Erenköy’de asla terk etmeyecekleri çok önemli bir stratejik köprübaşı tuttular. Kıbrıs Türk halkı bu köprübaşından Türkiye’nin sağladığı silah ve diğer tüm lojistik desteklerle Rum-Yunan ikilisinin ENOSİS hayallerinin önüne yıkılamayacak bir set çekti. Bu seti yıkmak için ağır silahlarla 15 bini aşkın bir güçle yaklaşık 700 Mücahit’in savunduğu bölgeye saldırdılar. Rum-Yunan güçlerine karşı Türkiye Kıbrıs’a ilk müdahalesini Türk Hava Kuvvetleri ile 8 Ağustos 1964 günü gerçekleştirdi.
Türkiye’nin uluslararası antlaşmalardan doğan müdahale hakkını kullandığı ve Erenköy Destanı’nın yazıldığı 8 Ağustos 1964 tarihinin 58. Yıl dönümünü bugün heyecan, onur ve coşkuyla anıyoruz.
Üniversite eğitimlerini yarıda bırakarak Erenköy’e direniş için koşan ve bölge halkıyla omuz omuza mücadele vererek çok önemli stratejik bir köprübaşını tutan Mücahitlerimiz, 20 Temmuz Barış Harekâtı’na ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletinin kuruluşuna giden yolun temel taşlarının oluşturulmasında paha biçilemez önemli katkılar yaptılar. Erenköy Mücahitleri, çok iyi donatılmış Yunan ve Rum askerlerinin dönemin modern silahlarıyla karadan ve denizden yaptığı şiddetli saldırılarına karşı ortaya koyduğu olağanüstü büyük direnişiyle Türk bölgelerini savunarak Erenköy Destanı’nı yazdılar. Sınırlı sayıdaki Mücahitler, yetersiz askeri donanımı ile direncini sonuna kadar sürdürürken ve teslim olmamak için son mermilerini kendileri için kullanma kararlılığı içinde savaşırken Komutanları Akıncı’nın Ankara'ya gönderdiği "Gelirseniz kurtuluruz, gelmezseniz vatan sağ olsun" sözlerini içeren son telsiz mesajına Türk Hava Kuvvetleri gereken en etkin yanıtı vererek düzenli Yunan-Rum askerlerinin örgütlü saldırısını önledi ve bu ordu birliklerini büyük ölçüde imha etti. Erenköy Mücahitleri’nin ve bölge halkının olağanüstü direnişi Kıbrıs Türk halkının ve Türk milletinin şerefli tarih sayfalarında müstesna yerini aldı.
Rum-Yunan ikilisinin 21 Aralık 1963 tarihinde Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak (ENOSİS’İ gerçekleştirmek) amacıyla başlattığı soykırım saldırılarıyla ulaşmak istedikleri hedefleri, Kıbrıs Türk halkı yürüttüğü Varoluş Mücadelesi ve 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı ile önledi, bağımsız ve egemen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurdu. Ancak Rum Yunan yetkililerinin özellikle son dönemde Doğu Akdeniz’de tırmandırdıkları gerginlikler ve yaptıkları açıklamalar mücadelemizin henüz bitmediğini ve devam ettiğini ortaya koymaktadır. Yapılan açıklamaların ortaya koyduğu gerçek, Yunan-Rum ikilisi, Kıbrıs’a tamamen egemen olmak, Kıbrıs Türk halkını azınlık statüsüne düşürerek yok etmek, Kıbrıs’ı bir “Yunan Adası” haline getirmek hedef ve amacından asla vazgeçmemiştir. Bu amaçlarını gerçekleştirmek için her türlü mücadeleyi sürdürme kararlılıklarını ortaya koymakta çekinmemektedirler. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis ve diğer Rum yetkililerinin basında yer alan açıklamalarında Kıbrıs’ta çözümün ancak “Avrupa ilke ve değerleri temelinde, halkı, ülkeyi, kurumları ve ekonomiyi birleştiren, Türk askerinin Adadan tamamen çekileceği, Garanti ve İttifak Antlaşmalarının tamamen ortadan kalkacağı, Kıbrıslı Türkleri Türkiye’nin elinden kurtaracak bir çözüm” ile mümkün olabileceğini ifade etmektedirler. Kıbrıs Türk halkını soykırıma tabi tutan Rum-Yunan ırkçılığının hiç değişmediği her gün yapılan açıklamalarla ortaya konmaktadır.
Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde Erenköy Destanı’nı yaratan şerefli direnişin önemini sürekli canlı tutmak ve özellikle genç kuşaklarımızı bilinçlendirmek, tarihi gerçeklerin bilinmesini sağlamak gerekmektedir.
Türk halkının, Rum-Yunan ikilisinin değişmeyen ENOSİS hedefi dolayısıyla çektiklerini, yaşadıklarını çocuklarımızın, gençlerimizin ve gelecek kuşaklarımızın hiçbir şekilde yaşamaması için tarihimizin ve verilen mücadelelerin, savaşların çok iyi bilinmesini, yaşanmış gerçekleri öğrenmelerini sağlayacak bir eğitim alt yapısını oluşturmak önde gelen görevlerimizden biridir.
Bu gerçekler ışığında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni daha güçlü temellere oturtma, egemenliğimizi, bağımsızlığımızı ve özgürlüğümüzü koruma mücadelemizi sürdürme kararlılığımızı, 8 Ağustos Erenköy Direnişi’nin 58. yıl dönümünde bir kez daha güçlü şekilde vurguluyoruz.
Erenköy Direnişi’nde uçağı düşürülen ve sağ kurtulan ancak Rumların insanlık dışı işkencelerle şehit ettikleri Yüzbaşı Cengiz Topel’i ve bütün Erenköy Şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi saygı ve şükranla anıyoruz. Varoluş Mücadelemizdeki diğer şehitlerimize rahmet, hayatta olan Mücahitlerimize, Türk Silahlı Kuvvetlerimize, Gazilerimize, Türk milletine ve kahraman halkımıza şükranlarımızı sunuyoruz.
KIBRIS TÜRK KÜLTÜR DERNEĞİ
YÖNETİM KURULU